Megalodonların biyolojik özellikleri hakkında birçok gizem devam ediyor ancak şimdiye kadar görünüşlerini modellemek için büyük beyaz köpekbalıkları kullanılıyordu.
Chicago’daki DePaul Üniversitesi’nden paleobiyolog Kenshu Shimada ve Kaliforniya Üniversitesi’nden Phillip Sternes liderliğindeki bir ekibin yeni araştırması, megalodonların büyük beyazlara göre çok daha ince vücutlara sahip olabileceğini öne sürüyor.
Megalodon 23 milyon yıldan uzun bir süre önce yaşadı. Soyu tükenmiş devin fosillerine ulaşmak da haliyle zor. Çok sayıda fosilleşmiş köpekbalığı dişi bulundu ancak bu onlara dair bulunan sayılı kalıntılardan.
Bu tarih öncesi canlıların vücutları kemikten ziyade çoğunlukla kıkırdaktan oluşuyor ve nadiren günümüze kadar korunmuş olarak bulunuyor.
Bu yeni araştırma, Belçika’da bulunan bir dizi omurga fosilinin yeniden değerlendirilmesine dayanıyor.
Önceki araştırmalar megalodonun uzunluğunun 9,2 metre olduğunu tahmin ederken, yeni araştırma köpekbalığının aslında en az 11,1 metre uzunluğunda olduğunu ortaya çıkardı.
BÜYÜK BEYAZ MEGALODON’DAN ÇOK DAHA İRİ
Bilim insanlarına göre megalodon büyük bir beyazla aynı vücut şekline ve kütleye sahip olsaydı bulunan omurga bu uzunluktaki bir köpekbalığını taşıyamazdı.
Araştırmayıyürüten bilim insanı Shimada, “Büyük beyaz köpekbalığının vücut formu doğrudan omurgaya uygulandığında, omurların çapının köpekbalığının vücut tipini destekleyemediğini ortaya çıkıyor.” dedi.
Shimada, bu çaptaki bir omurganın büyük beyazın sahip olduğu kaslar için yeterli desteği sağlayamayacağını ve aynı zamanda omurilik yaralanması riskini de artıracağını söyledi.
Yeni çalışma, omurlar ve vücut arasındaki boyut oranını biyolojik olarak daha gerçekçi bir şekilde ele alıyor. Bu durum da modern büyük beyaz köpekbalığına kıyasla daha zayıf bir vücuda işaret ediyor.
Shimada, araştırmanın “modern büyük beyaz köpekbalığının megalodon biyolojisini değerlendirmek için iyi bir örnek olmayabileceğini” ortaya çıkardığını söyledi.
Mevcut durumda megalodon için yalnızca kısmi bir fosil kaydı mevcut ama araştırmacılar bir gün tam bir iskeletin keşfedileceğini umuyor.