Geliştirmenin ilk aşamalarından itibaren planlanan stratejik bir hamleyle Miles Morales, Marvel’s Spider-Man 2’nin yayınlanmasının ardından Insomniac’ın sevilen serisinde baş Spider-Man’i olarak dizginleri ele alacak.
Geliştiricilere göre Spider-Man serisinde odağı Miles’a kaydırma kararı “çok erken” verildi
Seri başlangıçta Marvel’s Spider-Man ile başlayarak Peter Parker’ın etrafında dönüyordu. Ancak Insomniac daha sonra Miles Morales’i kendi bağımsız oyununda tanıttı. Bu durum, her iki süper kahramanın bir araya geldiği ve merakla beklenen Marvel’s Spider-Man 2 ile sonuçlandı. Şimdi oyuncuların elinde olan son bölümle birlikte, serinin geleceğinin öncelikle Miles’a odaklanacağı ve Peter’a hak ettiği bir mola vereceği aşikar.
Marvel’s Spider-Man 2’nin sonunda Peter’ın meşaleyi Miles’a devrettiği önemli sahneyi tartışan anlatı yönetmeni Ben Arfmann ve yazar Brittney Morris bu geçişin önemine ışık tutuyor. Morris şöyle diyor: “Bu her zaman çok doğal geldi ve sanırım hepimiz bunun gerçekleşeceğini düşündük.”
Spider-Man 2’yi geçti: Steam’deki yeni oyun, listeleri altüst etti!
Morris ayrıca Miles’ın oyun boyunca karakter gelişimine de vurgu yapıyor; yolu konusundaki belirsizlikten şehri kurtarma sorumluluğunu benimsemeye, hatta desteğe ihtiyaç duyduğunda Peter’ı taşımaya kadar.
İki Spider-Man için senaryo yazmak benzersiz bir zorluk ve fırsat sundu. Morris şöyle diyor: “İkisi de güçlü ve biri güçlü değilken diğeri güçlü olabiliyor. Sonunda Miles kendine daha çok güveniyor ve ‘Evet, ben hallederim’ diyor. Az önce yaşadıklarımızdan sonra işler daha ne kadar kötüye gidebilir ki?”
Arfmann, Miles’ın Spider-Man rolünü tam zamanlı olarak üstlenmesi kararının geliştirme sürecinin başlarında bilinçli bir seçim olduğunu açıklıyor. “Dizginleri devrettiğimiz o anı yaşamak istediğimizi biliyorduk” diyen Arfmann, şöyle devam ediyor: “Ve bu anı geliştirdikçe, o ana giden yolu daha fazla döşemeye başladıkça, giderek daha doğru olduğunu hissettik.”
May Hala’nın garajındaki dokunaklı sahneyi özellikle vurgulayan Arfmann, Miles ve Pete arasında güçlü bir anla sonuçlanan kusursuz anlayıştan övgüyle söz ediyor. Siz ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi yorumlarda bizlerle paylaşmayı lütfen unutmayın.